22 Aralık 2011 Perşembe

Sable Çoban Köpeği

Sable çoban köpekleri güney Avrupa’da, özellikle de Show Lines adı verilen yetiştiriciler tarafından pek tutulmazlar. Bunun nedenini size söyleyememe karşın, yine de bazı önyargıları ortadan kaldırmaya çalışacağım.
Amacım, bu satırları okuyan herkesi, yarım saat içinde sable köpeklerin tutkulu bir hayranı haline getirmek. Yetiştirme programınızda sable köpeklerin kalıtsal kalitesini duyarlı ve zekice bir şekilde neden ve nasıl kullanmanız gerektiğini, anlaşılır bir yoldan sizlere anlatmaya çalışacağım.


Asıl noktaya gelmeden önce, öncelikle size küçük bir teorimi sunmak isterim.
Alman Çoban Köpeğinin karakteristik özellikleri başlığı altında, izin verilen renk tanımlarında şunları okuruz:


Kızıl-kahverengi, kahverengi, sarı ila parlak gri arasında gölgeli siyah renk. Siyah tek renk, gri, koyu gölgeli, siyah bir sırt ve maske. Güçlükle fark edilen, küçük beyaz göğüs lekelerinin yanı sıra parlak renkli iç kısımlara izin verilir ama istenen bir şey değildir. Burun, köpek hangi renk varyasyonunda olursa olsun siyah olmak zorundadır. Maskenin olmaması, açık, hatta açık bir göz renginin yanı sıra iç kısımlarda açık renkte veya beyazımsı bölgeler, açık renk patiler ve kuyruğun ucundaki kızıllıklar pigmentasyon zayıflığı olarak değerlendirilir. Alt kürk açık gri renkte olup beyaz renge izin verilmez.
Bu renklerin genetik kökenine inmek istemiyorum. Bunlar, “Schleger” misali yayınlarda daha yakından incelenebilir.
Bu yazıda, olayı basitleştirmek amacıyla, siyah-sarı, siyah-kızıl veya siyah-kahverengilerin tümü siyah-kahverengi olarak anılacaktır.
Sable renk, farklı bakış açılarından farklı şekilde tanımlanabilir.

Aşağıdaki bütün varyasyonlar “sable” sayılırken, daha açık veya daha koyu yanaklar ve açık renkli iç lekeler de bu “sable” tanımına dahildir.

Sable renk
- Gri (Kurt)
- Gri-siyah
- Siyah-gri
- Gri-kahverengi
- Gri-sarı
- Gri, koyu gölgeli
- Gri gölgeli, maskeli
- Koyu gri, maskeli
- Gri, kahverengi-siyah gölgeli
- Bacaklar ve parmaklarda siyak lekeli gri-kahverengi
- Gri, kafa ve bacaklarda kahverengi lekeli, maskeli
- Koyu gri, sırtın ortasında koyu renkli çizgi, (Aalstrich)
- Orta gri
- Parlak gri
- Soluk gri

Açık renk yanaklar ve bacak kısımlarında belirgin solukluklar haricinde, orta griye kadar bütün varyasyonlara izin verildiği gibi bunlar kusur kabul edilmez.
Bu renk varyasyonlarını birbirinden ayırmaya çalışmak, tanımlamalar dikkate alındığında büyük olasılıkla pek çok farklı fikrin doğmasına yol açacaktır. Sable rengin resmi ve listelenmiş varyasyonları, Alman pedigresinde bulunabilir.

Köpeğin dövmelendiği zamanki orijinal renk kategorizasyonu, aynı köpeği üç yıl sonra gördüğünüzde çoğu zaman yanlış çıkmaktadır.

Örnek:
Sırtında koyu renk bir çizgiye sahip gri-açık sarı bir köpek, kopkoyu gri-kahverengi bir köpeğe dönüşmüş. Tam tersi şekilde, koyu gri-kahverengi bir köpek de gri-sarı bir köpeğe dönüşmüş.
İlk bakışta o kadar belirgin olmayan bu gelişim, (inanması zor ama) o kadar da ender değildir.
Bir sablenin son rengini almasının üç yaşına kadar sürdüğü, su götürmez bir gerçektir.




Bir yetiştirici olarak deneyimlerime dayanarak, maskenin veya kulak dışı pigmentasyonunun belirginlik derecesinin, yetişkin bir sable köpeğin sahip olacağı pigmentasyonun bir göstergesi olduğunu söyleyebileceğimize inanıyorum.
Bu bağlamda, şu soruyu sorabiliriz:

Bir köpek ne zaman sabledir?
Prensip olarak, bir köpeğin sable renge sahip olduğu doğumdan hemen sonra doğrudan belirlenir. Tam o anda, köpeğin siyah, siyah-kahverengi veya sable olduğu belli olur.


Bu yavrular ileride böyle görünecek.


Bana sıkça yöneltilen sorulardan biri de, tam siyah bir sırta sahip olmayan yetişkin bir siyah-sarı köpekte sable renginin nereden geldiğidir.


Bu sable bir köpek değil, yalnızca tam siyah bir sırtı yok.
Yine de, yavru yaştaki gri-sarı bir köpeği tam, kapalı siyah bir sırta sahip olmayan siyah-sarı bir köpekten ayırt etmenin bazen zor olduğu da bir gerçektir.
Bu köpeğin pedigresindeki orijinal rengini hiçbir şekilde düzeltip onu sable bir köpeğe dönüştüremeyiz, zira hiçbir zaman sable olmayacaktır.
Bu yüzden, pigmentasyonu da geliştirmemizin olanağı yok.
Bu, aklımıza şu soruyu getiriyor:

Sable bir köpek pigmentasyonu gerçekten geliştirir mi?

Sable köpeklerin, özellikle on yıllar boyunca siyah-kahverengi ila kızıl veya parlak sarı arası köpeklerin tercih edildiği bir popülasyonda, pigmentasyonda mucizeler yaratabileceğine inanmak gerçekten yersizdir.

Bu tek adımda yapılamaz, veya çok sınırlı bir aşamaya kadar yapılabilir.
Belirli bazı durumlarda, sable bir köpek hızlı değişimler de geçirebilir. Buna daha sonra ayrıntılı şekilde değinilecektir.

Siyah-sarı ve sable renk varyasyonları tek bir ortak özelliğe sahiptir:

Belirli bir düşünce veya hedef olmaksızın birbirleri arasında çiftleştirildiklerinde, her iki durumda da daha fazla veya daha az belirgin renk azalmaları görülecektir.
Mendel Yasalarının doğal etkisinin, kendisi net veya parlak renkli olması gerekmese de, yoğun şekilde çiftleştirilmiş bir köpeği renk açıcı gibi gösterdiği durumlarda, açıklık daha belirgin olacaktır.
Eğer safi siyah-kahverengi bir cinsin 3. veya 4. jenerasyonu sonunda makul bir gri kombinasyonu elde edilirse, veya tam tersi şekilde, nesiller boyunca yapılan saf sable çaprazlamaları sonrasında siyah-kahverengi bir kombinasyon elde edilirse, pigmentasyon kaybı meydana gelmeyecektir.


İnsanlar çoğunlukla, ebeveynlerinden birisi sable olan iyi pigmentli siyah-kahverengi bir hayvanın, hem sable hem de siyah-kahverengi yavru için daha iyi bir pigmentasyon sağladığını söylerler.
Veya: bir sableyle çiftleştirilen bir başka sablenin daha parlak ve net renkli bir sable verdiğini.
Kendi deneyimler çerçevesinde, bu temelde doğru bir düşüncedir. Ancak soy dizisi, bu kadar genel bir görüşle değerlendirilemez. Ayrıca, %95 oranda siyah-sarı bir popülasyonda sable faktörünün genetik materyalde önemsiz hale geleceği de doğru değildir. Bunun karşıtı doğrudur.
Ardışık şekilde siyah-sarı dizisinin meydana geldiği döllemelerde, konsolidasyon adı verilen olay, yani siyah-sarı alellerin baskılanması veya yoğuşması meydana gelecektir. Bu olay, çok sayıda nesil boyunca yoğun şekilde iç çiftleşmenin meydana gelmesiyle alellerin yaşarlığı üzerinde olumsuz bir etkinin meydana geldiği belirli bir gen durumuyla eşdeğer niteliktedir. (burada, pigmentasyon azalacaktır)


Bu durumda sable geni yoğunluğunu kaybetmeyecek veya parlaklaşmayacaktır, çünkü bu siyah-sarı kombinasyonlarıyla karşı karşıya kalmamaktadır.
Bu nedenle, pigmentasyonun aktarımı, uzun tüyün aktarılması gibi belirli kurallar çerçevesinde gerçekleşmektedir. Siyah-kahverengi bir homozigot eş (eğer böyle bir köpek varsa tabii) homozigot sable bir eşle çiftleştirilirse, yavrunun rengi ebeveynlerinin renklerinin arasında bir renk olacaktır. Teorik olarak, şu renklerde yavrular karşımıza çıkar: Gri-kahverengi, gri-siyah, gri-kahverengi veya gri-siyah gölgeli
Önceden de belirttiğim gibi, siyah-kahverengi rengini tabii ki sable bir eşle çiftleştirildiğinde 100’den fazla yavrusuna baskın şekilde geçirmiş bir köpek duymadım.
Yine baskın şekilde üreyen bir sable köpek (şahsen böyle bir köpek bilmiyorum), kendi rengini veya “sable” renk kombinasyonunu, siyah-kahverengi - sable kombinasyonundan gelen yavrular da dahil olmak üzere bütün yavrularına geçirecektir.

Baskın şekilde sable üreten bir köpek çok büyük bir avantaja sahiptir, kısa tüy açısından homozigottur,

Bu da, hiçbir zaman uzun tüy üretmeyeceği anlamına gelir. Bugünlerde baskın şekilde üreyen bir sable köpek bilinseydi, kısa vadede uzun tüy sorununu en azından sınırlamanın bir yolunu mutlaka sunacaktı.


Artık kimse, bir defa sable bir hayvan kullandıktan sonra hayatının geri kalanında sable renkle kısıtlanmak zorunda kalmaktan korkmak zorunda değil.

Sable renginin kalıtsal aktarımı baskındır, çekinik değil:

Bu da şu anlama gelir ve kesinlikle doğrudur ki:

Yalnızca, ebeveynlerin en azından bir tanesi sable ise sable bir yavru doğabilir.
Her iki ebeveyn de siyah-kahverengi iken yalnızca siyah-kahverengi yavrular doğabilir: Atalarından kaç tanesinin sable olduğu önemli değildir.
Bunca batında sable bir yavru doğmuşsa, sable bir ebeveynin doğrudan ilgili olduğundan emin olabiliriz.
BU %100 KESİNDİR!
Öte yandan, sable-sable kombinasyonundan siyah-kahverengi yavrular, hatta siyah yavrular bile doğabilir. Bu da, siyah renk gibi siyah-kahverengi renginin de çekinik olması nedeniyle ender rastlanan bir olay değildir.

Örnek:
Üretmek amacıyla sable bir erkek veya dişi kullanmayı planlayan hiç kimse, yetiştiricilik hayatının geri kalanında sable renge mahkum olmayacaktır. Bunu kasıtlı olarak bu kadar kışkırtıcı bir tonda söylüyorum, çünkü bu, üretimde sable köpek kullanımı aleyhinde başlıca kullanılan bir argümandır.

Siyah-kahverengi bir dişi ile sable bir erkek, veya tam tersi çiftleştirildiğinde, batında istatistiksel olarak %50 sable ve %50 siyah-kahverengi yavrular yer alacaktır.
Aynı üretici - belki sadece sable renginden hoşlanmadığı için - bu batından siyah-kahverengi köpekleri çoğaltmaya devam eder ve bunları diğer siyah-kahverengi köpeklerle çiftleştirirse, yavrular asla tekrar sable çıkmayacaktır.
Sable köpeğin bir defaya mahsus kullanımının avantajı, parental jenerasyona göre pigmentasyonun daha hızlı gelişmesidir.

Ne yazık ki, insanların çoğunlukla yanlış yolu izlediğini görüyorum
Aşırı derecede parlak renkli bir dişiye sahip bir üretici, son bir - belki sable bir köpek durumu kurtarabilir - şansına sahip olduğunu düşünüyor ve bu sable köpeğin bu üreticinin pek çok nesiller öncesinden ihmal ettiği sorunların hepsini ortadan kaldırması bekleniyor.

Dişileri baskın olarak şu özelliklere sahipler:
- Açık renk pençeler
- Belirgin maske yok
- Kuyruk ucunda kızıllık
- Koyu siyah sırt yok
- Açık renk gözler
- Açık renk dudaklar ve diş etleri
- Yaz ayları da dahil olmak üzere patilerinin alt yastıkları açık renk
- Kafanın üst kısmında siyah renk eksik
- Kulaklarda beyaz tüyler
- Açık renk iç kısımlar
- çoğu zaman, bütün bu sorunlar tek bir dişide birleşmiş oluyor -
Ve bu üretici şimdi düşünüyor ki,

Hokus pokus – sable bir erkek –
Ve her şey yoluna girecek!!
Bu bazen işe yarar, ama yalnızca bazen.
Ve bu üreticilerin şu sözlerine sıkça rastlanır:

Sablenin pigmentasyonu artırması mı gerekiyor?? – Saçmalık!!
İyi pigmentasyona giden gizli formülü henüz kimse yazabilmiş değil. Ancak uygun sable köpeklerin kullanımı kesinlikle bir yol.
Pigmentasyonu iyileştirmek istiyorsak, tanımlanması gereken pratik kalıtsal aktarıma dikkat etmemiz gerekiyor. Söz konusu hayvanın nasıl ürediği konusunda istatistiksel bilgiye sahipsek, pek çok farklı alternatife sahibiz.
Sahip olduğumuz alternatifler şunlardır:

Siyah-sarı bir köpeğin pigmentasyonunu iyileştirmek veya takviye etmek için iki yol izleyebiliriz.
1. Bu siyah-sarı dişiyi (düşük pigmentasyon faktörlü) bir sable köpekle veya değişken şekilde sable ve atalarından, siyah-kahverengi kombinasyonlardan meydana gelmiş nesillerden geldiği kanıtlanabilir güçlü bir pigmentasyon devralmış siyah-kahverengi bir erkekle çiftleştiririz.

Bu köpeklerin pigmentasyonu iyileştirmesi neredeyse kesindir
Kalıtsal aktarım içinse, sable veya siyah-kahverengi renge sahip olanın erkek veya dişi olması önemli değildir. Sable bir babadan gelen batının sable ve iyi pigmentli siyah-kahverengi yavrulardan oluşacağı kabul edilir. Siyah-kahverengi bir babadan olma batınsa, tabii ki safi siyah-kahverengi yavrulardan oluşacaktır.

Pek çok nesil boyunca safi sable arasında üretilmiş (ister ana ister baba tarafından olsun) sable bir partner, siyah-kahverengi yavrusunda olduğu gibi sable yavrusunda da daha az belirgin bir pigmentasyon üretecektir.

Siyah-sarı bir dişiyi (düşük pigmentasyonlu) homozigot bir sable (AA), yani baskın olarak sable üreten bir erkekle çiftleştirdiğimizde, farklı sable varyasyonlarına sahip yalnızca sable yavrular alırız. Teorik olarak, ortalamada bunların %50’si homozigot sable, %50’si ise heterozigot (AB) sable olacaktır. Bizim amacımız siyah-sarı rengi geliştirmek olduğu için, teorik olarak şimdi bu sable yavruyu (heterozigot) siyah-sarı bir eşle birleştirebiliriz. Sapma olarak nitelendirebilecek bu hareket biraz problemli olsa da yetiştirme amaçlarımız doğrultusunda sable hayvanlarda bize daha geniş bir çeşitlilik sunacaktır.
Günümüzde, baskın olarak sable üreten bir erkek bulunmadığından (en azından bildiğim kadarıyla), bu ikinci yol kesinlikle yalnızca teoride kalmaktadır.
Benim ilgimi en çok çekecek olan, baskın olarak sable üreten bir köpek (sable renk açısından homozigot) üretme girişimidir. Eğer, sonuç olarak, sable renge karşı hala önyargılar bulunmasından dolayı bu köpek çiftleştirilmezse, bu benim için de son derece acı verici bir durum olacaktır.
Konuyla ilgilenen bir yetiştirici büyük olasılıkla bana, bu safkan sable üreten köpeğin genetik materyalini nereden aldığını soracaktır. Bunu belirlemek içinse, renk açısından ebeveynler sable ve ayrı damızlıklarsa, fazla geriye gitmeye de gerek yoktur. Sonuç olarak, yalnızca yavruların %25’inin sable için homozigot olduğu birinci olasılık (Resim No. 1) söz konusudur.

İşte size kendi deneyimlerimden bir örnek.

Kendi köpeğim “Flick von Arlett” - kendisi sable değildir - dört nesil grubundaki görünümlerle, özellikle kafa bölgesindeki belirgin pigmentasyonunu neredeyse baskın olarak sonraki nesle geçirdiğini kanıtlamıştır. Onun bu en açık renkli dişiyle bile pigmentasyonu geliştirme yeteneğinin nedeni olarak, ana tarafındaki sable ataları gösterilebilir.

Yago v. Wildsteiger Land Eiko v. Kirschental Uran v. Wildsteiger Land Irk v. Arminius
Palme v. Wildsteiger Land
Xitta v. Kirschental Lasso di Val Sole
Nimi v. Kirschental
Quina v. Arminius Xaver v. Arminius Lasso di Val Sole
Wilma v.d. Kisselschlucht
Palme v. Wildsteiger Land Nick v.d. Wienerau
Fina v. Badsee
Ursa von Arlett Joker v. Arlett Uran v. Wildsteiger Land Irk v. Arminius
Palme v. Wildsteiger Land
Katze v.d. Wienerau Canto v. Ammerlandeck
Era v.d. Wienerau
Medea v. Aducht Aramis v. Allamo Quai v.d. Boxhochburg
Moni v. Haus Eyll
Wilma v. Patersweg Igor v. Hylligen-Born
Gitta v. Patersweg
Bu erkeğin siyah-kahverengi olması nedeniyle, bu köpek (tıpkı herhangi bir başka siyah-kahverengi erkek gibi) sable bir dişiyle çiftleştirildiğinde yalnızca sable yavrular dünyaya getirebilir. Siyah-kahverengi dişilerle çiftleştirildiğinde ise, yalnızca siyah-kahverengi yavrular üretebilir. Ataları sable olmuş olsa bile.


Bu nedenle, kesinlikle sable köpek kullanmak istemeyen yetiştiriciler için bu, sable bir dişi kullanarak türlerinin pigmentasyonunu geliştirmelerinin bir yoludur. (veya bu durumda siyah-kahverengi torunlarından birini)

Gerekli bir koşulsa tabii ki bu sable dişinin siyah-kahverengi ve sable hayvanlar arasında değişken bir kombinasyondan geliyor olmasının kanıtlanmasıdır.


BunlarFlick tarafından döllenmiş üç dişiden elde edilmiş, tamamen farklı pigmentasyona sahip üç erkek köpektir.
1. Ana açık renkti.
2. Ana normal pigmentasyona sahipti.
3. Ana çok iyi pigmentasyona sahipti.
Bunlar, ananın pigmentasyonunu aktarmadığı üç örnek oluşturmaktadır. Burada, annenin pigmentasyonunun baba tarafından nasıl domine edildiğini açıkça görebilirsiniz.
Aşağıda sizlere, sable Çoban Köpekleriyle ilgili birkaç istatistik göstermek istiyorum.

Bu grafik, sable köpekler için de bir kotanın bulunduğu yirmi senelik bir dönem boyunca üretilen hayvan sayısını göstermektedir. Eski Doğu ve Batı Almanya arasındaki karşılaştırma çarpıcıdır.

Bu grafik de, son beş yıl içinde Merkezi Üretim Dosyalarına (Zuchtbuch) kaydolmuş toplam köpek sayısı içinde sable yavruların payını vermektedir. Sable yavruların yüzdesi hafif artmakta olsa da, mutlak rakamlar son derece düşüktür. 1992 yılına oranla 1996 yılında yalnızca 80 sable yavruluk bir artış olmuştur. (Bu rakamların yalnızca gri renk ayırt edilerek meydana getirildiğini unutmamamız lazım. Sable varyeteleri dikkate alınmamış olsa da yakında düzeltilecektir)


Bu grafik, 1972-1992 yılları arası dönemdeki soy anketlerine katılmış olan sable köpek sayısını göstermektedir. Fikrimce, 1990-1991 yılları arasındaki büyük artış, eski Doğu Almanya sınırlarının açılmasının bir sonucudur. En tepede dahi, sayı hala %20’nin altındadır. Ortalama olarak, soy anketlerindeki sable köpek sayısı yaklaşık %5’tir.

Bu da tabii ki Merkezi Üretim Dosyasındaki toplam kayıt sayısıyla tutarsızlık oluşturmakta olup, teorik olarak şu tezin üretilmesine yol açar:

Sable köpekler ırka karşı, siyah-kahverengi köpeklerden çok daha dirençlidir.
Bu da bizi bir sonraki tartışma noktasına götürür :
Rengin çalışma kalitesiyle ilgili olarak değeri veya değersizliği hakkındaki tartışmalar her zaman olmuş, her zaman da olacaktır.


Bence, sable köpeklerin siyah-sarı köpeklerden türe karşı daha dirençli olduğu fikri temelde yanlıştır.
İş sektöründe - buna spor sektörü demeyi tercih ederim - sable köpeklerin sayıca daha fazla olması muhtemelen şu nedenden kaynaklanmaktadır:

İş köpeği alanında, renk temelde bir seçim kriteri değildir. Köpeğin seçimi, rengin bunda biraz rolü varsa, genelde şu felsefeye dayanmaktadır:
Tanınmış köpek sahibi John Smith ile yine tanınmış Jack Brown sable bir köpekle çok başarılı olmuşlarsa, bu spiral bir harekete neden olacaktır.
Bu köpekler yüksek performanslı iş köpekleri olma potansiyeline gerçekten sahiplerse, (- bunun pedigrelerinde çok nesil boyunca belirtilmiş olması gerekir -), o zaman bu hayvanlar giderek artan bir oranda üretimde kullanılırlar. Yetiştiricinin yanı sıra yavruyu satın alan kişi de, babalarıyla güçlü bir benzerlik sergileyen sable yavruları tercih edecektir.
Benzer bir harekete Bodo ve Bernd vom Lierberg neden olmuştur. Bu köpekler, çok sayıda yüksek performanslı iş köpeği üretmiş olan tanınmış VA’lar (uygunluk) idi.
Rengin iş köpeği testlerinde kazanılabilecek puan sayısı üzerinde bir etkisinin bulunmaması, iş köpekleri yetiştiricileri arasında sablelere karşı önyargı bulunmamasına kesinlikle katkı sağlamıştır.
Kendi deneyimlerimden, sable renkle ilgili olabilecek özellikler hakkında birkaç söz de ben ekleyebilirim.


Bunların genel olarak kanıtlanmış veya bilimsel açıdan araştırılmış veya incelenmiş ifadeler olmadığını özellikle vurgulamak istiyorum. (bildiğim kadarıyla)
Diğerlerinin yanı sıra sable köpeklerle de 1978 yılından bu yana aktif şekilde yetiştiricilik yapmaktayım. Yavrularda kullandığım temel seçim kriterlerinde kesinlikle renk yer almaz (sable veya siyah-sarı arasında seçim).
Bir batından hangi yavruları elimde tutacağıma karar verirken, öncelik sırasına göre şu özelliklere sahip yavruları tercih ederim:

Seçim kriterleri
- Yüksek canlılık
- İyi oynama güdüsü
- Huy
- İyi bir Çoban Köpeği izlenimi
- Güç ve sağlamlık
- Uyumlu hareketler
- Sırt üzerinde iyi aktarım
- Renk?????? Veya tercihen: pigmentasyon
Yirmi yıllık yetiştiricilik deneyimlerimden farkına vardığım ve bir zaman sonra sable renkle ilgili olabilecek bu özellikler, doğumla başlar.
Bu noktada, okuyucularıma benimle tesadüf ettikleri takdirde deneyimlerini paylaşmalarını önermek isterim.
Şunu bir kez daha vurgulamak isterim ki, yalnızca kendi kişisel damızlık hayvanlarımdan elde ettiğim kendi kişisel deneyimlerime dayanıyorum.


Siyah-sarı yavrularda olmayıp, sable yavrularda görülen özellikler:
Doğum sırasındaki ağırlıkları genelde ortalama olarak siyah-sarı yavrulardan biraz daha yüksektir.
Canlılıkları açık şekilde daha yüksektir.
İlk on gündeki ölüm oranları daha düşüktür.
Dövme zamanındaki kiloları daha fazladır.
Gerek gösterilerde gerekse iş köpeği testlerinde hem yavrularda hem de yetişkinlerde ısı hassasiyeti daha düşüktür.
Döküntüye karşı hassasiyetleri düşüktür.
Hiç aşık renk pençe görmedim.
Dilin üstünde veya altındaki siyah lekeler daha sık görülür.
Açık renk dudak veya diş etleri hiç gözlemlemedim. Kulak içinde beyaz tüy son derece enderdir.
Neredeyse bütün sable dişiler ve sableden türemiş siyah - kahverengiler, yavrularını ilave olarak kendi midelerinden (yiyecek kusarak) besleme hareketini daha belirgin şekilde yaparlar.
Yine kendi deneyimlerime dayanarak, renkler arasında hiçbir fark gözlemlemediğim birkaç diğer özellik de şunlardır:
-
Şu özelliklerde fark yoktur:
- Yaşam süresi
- Hastalığa karşı duyarlılık
- İş becerisi
- Türe karşı direnç
Sonuç olarak, işte size renk ve Pigmentasyonu daha kısa sürede geliştirdiği görülen birkaç popüler yöntem
Yine söylemek zorundayım ki, az sayıdaki fakat çok “akıllı” yetiştirici, kimya sanayiinde elde edilmiş başarıları rafine ederek kullanmak suretiyle kendi pigmentasyon geliştirme yöntemlerine sahip olmuşlardır.
Bu manipülasyonları ilk bakışta fark etmenin her zaman kolay olmadığını itiraf etmek zorundayım. Görünür o ki, bu sektörde de gerçek “uzman” sayısı son derece azdır.
Kişisel hayal kırıklığım şudur ki, bu yetiştiriciler kendi “Çıkmaz Yollarının” kesinlikle farkında olmamakla birlikte, bir üretme partneri seçerken köpeklerinin gerçek renklerini unutmuşa (veya bastırmışa) benzemektedirler.
Bu manipülasyonlar bazen sadece tek bir hayvanı da etkilemezler. Sıkça çiftleştirilen damızlık bir köpek kullanıldığında, büyük bir sorumsuzluk doğar ve uzun vadede bütün ırka büyük zarar verir.

Belki de bu yetiştiriciler, pigmentasyonu doğal yollardan geliştirmeyi düşünmelidirler.

----------------------------

Sable Alman Çoban Köpeğinin hayatının ikinci yılında bir “Müzelik parça” olmak için sararıp solması yazık olmaz mı?


“Sable" Çoban Köpekleri kabul edilmeyi hak ederler!
.......ve sadece pigmentasyonu geliştirici özelliklerinden dolayı değil!

Renk çeşitliliği genetik çeşitlilik demektir!

genetik çeşitlilik ise canlılık ve zindelik demektir!

köpek eğitimi
köpek pansiyonu
köpek oteli

1 yorum: